TÁR

Yönetmen: Todd Field / Oyuncular: Cate Blanchett, Nina Hoss, Noémie Merlant, Sophie Kauer, Mila Bogojevic, Allan Corduner, Mark Strong, Julian Glover, Sylvia Flote, Fabian Dirr / Senaryo: Todd Field / Tür: Dram, Müzik / Süre: 158′ / Ülke: ABD

Rating: 5 out of 5.

Her peluş hayvanın elinde kalem olamaz, çünkü herkes orkestra yönetemez. Bir demokrasi değil bu. Aynen bunları söylüyor ünlü kondüktör Lydia Tár kızı Petra ile oyun oynamak için odasına girdiği vakit. Her şey yerli yerinde, her ikisi de farkında zaten bunun. Sınırlar çoktan çizilmiş, hem de tükenmez kalemle, Lydia’nın kalemiyle. Kendi imparatorluğunda, kızının oynadığı oyunun birebir aynısını oynuyor o da. Onun da kendi oyuncakları var, kafasında yazdığı bir hikayesi, herkes için belirlemiş olduğu bazı kuralları. Başkası zinhar karar veremez onun düzeninde, yoksa kalır oyun dışı.

Todd Field’ın seyirciyle buluştuğu günden beri büyüyen, üzerine konuşuldukça güçlenen ve etkisi arttıkça devleşen yeni filmi Tár, böyle dile getiriyor ana karakterinin düzlemini. Nevi şahsına münhasır, gezegenin sayılı yeteneklerinden Lydia Tár ile çalışacaksan, ahbap olacaksan, hatta aynı havayı soluyacaksan bile, kabul etmek gerekiyor bunu. O son söz, nihai karar merci, gözünün gördüğü ve kulağının duyduğu her şeyin bir nevi tanrısı. Karakteriyle tek vücut olan ve üç saate yakın süresi boyunca nefesini nefesi kılan Cate Blanchett de gayet bilincinde Lydia’nın aslında ne olduğunun. Onu ‘dokunulmaz’ yapan, daha doğrusu kendisini de öyle olduğuna inandıran, çevresine zerk eden ve herkesi içten içe çürüten bu manipülatif gücün, aslında onu da kendi bataklığının içine nasıl da sapladığının farkında. Her bir adımını bu düşünceyle atıyor, onu kurtarmak istemiyor çünkü. Batsın istiyor, bir noktada batması gerek artık. Performansı tam da bu yüzden muazzam, Blanchett tam da bu sebeple dillere destan aslında.

Her ne kadar bir ‘iptal kültürü’ filmi gibi dursa da uzaktan, Field bundan çok bir karakter çalışıyor, işin metinde başladığı ama Cate Blanchett’in katılımıyla biricikleşen bir portre kurguluyor. Bir besteci gibi hareket ediyor, özenle seçtiği enstürmanlarını gayet bilinçli bir şekilde çıkarıyor sahneye. Acele etmiyor, şeytan karışır acele işe çünkü. Öte yandan zamanının da epey bir farkında, seyircisinin de. Niyeti ve odağı, yani Kavanası şeklini bugünden alıyor zaten. Yazan da canlandıran da ona bataklıktan çıkmasına yardım edecek o dalı uzatmak istemiyor, zira Lydia’nın çamurun içine kendi isteğiyle girdiği apaçık ortada. Türlü kararlar verdi, pişman olmadı, geri dönmeyi bir an bile düşünmedi. Hatalarının, söylediği sözlerin ve aldığı aksiyonların, çöp kutusuna sürükleyip bıraktığında gerçekten de silineceğine inandı. Hayatını ders esnasında, provalarda ve gösteri anında çıktığı podyum sandı.

Todd Field, rejisiyle bir imparatorluğun çöküşünün günlüğünü tutuyor ince ince. Tüm imkanlarını bu amaç doğrultusunda kullanarak, onu en güçlü biçimde sergilemeye niyetleniyor. Kızı için yazdığı, Mahler’e saygı duruşunda bulunduğu veya türlü çıkarları için kullandığı bestelerin yarattığı melodiyi ters yüz ediyor, ona eşdeğer bir desibelde yıkılsın istiyor Tár. Öyle bir son ürün çıksın ki ortaya, dillere pelesenk olsun, hafızalara mıhlansın. Hayatını adadığı işe gürültü denmesinden, geçmişin hayaleti karşısında biçare kalmasından, gecenin bir yarısı uykusunu bölen kabuslardan zevk alıyor. Cate Blanchett’le sırt sırta verip yazıyor bu destanı. Bu yolda da oynanabilecek en güçlü hamlelerle çıkıyor oyun tahtasına. Prodüksiyonu öyle bir tasarlıyor, Noémie Merlant ve Nina Hoss’un başı çektiği yardımcı kastı öyle anlarda dahil edip geri çekiyor ki sahnesinden, izleyenin sırtına ağrı da saplanıyor, yüreğine acı da biniyor. Lydia, nasıl bir notadan diğerine geçip kalp ritmini dakikada altmışa veya altmış dörde indirebiliyorsa eğer, kameranın önünde ve ardındaki ekip de, bir bütün olarak, seyircisinin nabzı üzerinde benzer bir etki yaratıyor. Todd Field ve Cate Blanchett, Lydia’nın elinden çekip aldıkları kalemi son kez isminin üzerine çarpı atmak için kullanıyor. Varsın Yeni Dünya’da mevcudiyet göstersin, bitti o. Bu da resmi, bu da bestesi.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

Comments (

0

)

Blog at WordPress.com.

%d bloggers like this: